ŞEKER YÜKLEME TESTİ BEBEĞİ ZEHİRLİYOR MU?
Akademi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Kırman’ın talimatıyla hastalarımızın bilinçlendirilmesi için hazırlanan bu içeriğimiz de Kadın Hastalıkları ve Doğum doktorumuz Op. Dr. Yaşar Çeğil’in son zamanlarda anne adaylarının kafasını karıştıran ve strese sokan ‘Şeker Yüklemesi’ ile ilgili yazısını sizlerle paylaşıyoruz…
Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada kadın doğum hekimi yada dahiliye – endokrinoloji hekimi olmayan esasen kardiyoloji hekimi olan bir kişi demeçlerinde bu testin, bebeğe ciddi derecede zarar verdiğini söylemesi, “Şeker yükleme testi bebeği zehirliyor” demesi tüm gebelerde ciddi sıkıntı ve stress durumlarının yaşanmasına sebep olmuştur. Bu durum tüm kadın doğum hekimlerince de hayretle izlenmiş ve TJOD (Türk Jinekoloji ve Obsetetrik Derneği) yönetimince de çeşitli platformlarda şiddetle reddedilmiştir.
Gelin hep birlikte olayın detayını inceleyelim:
Ana rahminde gelişen bebek her türlü besin ihtiyacını annesinden alır ve bu alışverişe aracılık eden yapıya “plasenta” (eş) denir. Gebelik sona erip bebek doğduğunda plasenta da bebekten hemen sonra ana rahminden atılır. Plasenta bebeğe gerekli besinlerin geçişine aracı olmaktan başka, ayrıca bebeği beslemek için yardımcı birçok hormon da salgılar. Bu hormonlardan özellikle HPL (human placental laktogen) anne kanından şekeri yükselterek bebeğe geçen şekeri artırmaya çalışır. Anne yeterli beslenmemiş olsa bile bebeği korumaya yönelik bir mekanizmadır. Bu hormon annede kan şekerini düşüren insülin etkisine direnç oluşturur ve kan şekeri belli bir düzeyde yüksek kalır. Bu mekanizma nedeniyle tüm gebelerde şeker yüksek seyreder ama diyabetik seviyelerde değildir. Annenin pankreası genellikle insülin salınımını artırarak kendini diyabetten korur. Ancak bazı gebelerde insülin salınımı yeterli olmaz ve özellikle son üç ayda diyabetik seviyelerde şeker düzeyleri bulunabilir.
– Gebeliğin ilk 3 ayında diyabet olması; gelişmekte olan bebekte özellikle beyin ve kalbi ilgilendiren doğumsal anormallikler gelişmesine ya da düşüğe neden olabilir.
-Gebeliğin ortasında ya da son üç ayındaki diyabet ise fazla beslenme ve bebeğin normalden fazla kilo alımına neden olur. Çok büyük bebeklerin normal doğumu bebekte travmalara neden olabilir ya da acil sezaryen oranını artırır.
-Anneden gelen fazla yüksek şeker düzeyleri bebekte fazla insulin salgılanmasına neden olur. Doğumdan sonra kordon kesildiğinde aniden düşen şeker seviyesi bebekte hipoglisemik sara nöbetlerine neden olabilir.
Şeker yükleme testi uygulanmamış olan anne adaylarında, olası şeker hastalığı durumunda kan şekeri seviyesi kontrol altına alınmazsa anne adayını böbrek enfeksiyonu, dirençli vajinal mantar gibi rahatsızlıklar açısından korunmasız bırakacaktır. Bebeklerde anomali gelişme riski, normal gebeliklerde olan oranlar gibidir. Fakat kandaki şekerin ani olarak yükselmesi nedeniyle, bebeğin anne karnında ani olarak kaybedilmesi olasılığı daha fazla olur. Özellikle tedaviyi aksatan ve kan şekeri seviyesi olması gerekenden farklı olan kadınlarda bu risk çok yüksektir. Kan şekerindeki yükseklik bebeğin fazla kilolu doğmasına, amniyos sıvısında artışa neden olabilir. Doğum sırasında bebekte bazı sorunlar gelişebilir. Bunların arasında en fazla yaşanan sorun bebekte oksijensizlik belirtisi olmasıdır. Bunun dışında bebekte kan şekerinin düşmesi, kanında kalsiyum seviyesinin düşmesi, akciğerin tam olarak gelişmemesi nedeniyle solunum zorluğu olması ve sarılık gibi ciddi sorunlar yaşanabilir. Daha ileri dönemlerde bebekte şeker hastalığı ve kalp hastalığı gelişimi gözlenebilir.
Uygun tedavilerle diyabetli bir anne de sağlıklı bir gebelik geçirebilir ve normal bir doğum yapabilir. Bu nedenle erken teşhis konulması gerekir.
KİMLER DAHA RİSKLİDİR
*Gebelikten önce kilolu olanlar
*Ailesinde şeker hastalığı olanlar
*Daha önceden şeker ile ilgili yükseklik sorunu olduğu bilinenler
*Daha önceden 4 kilodan büyük bebek doğuranlar
*Daha önceden ölü doğumu olanlar
*Daha önceki gebeliğinde diyabet olanlar
*Amnios sıvısı çok fazla olanlar
*Polikistik over sendromu olanlar
ŞEKER YÜKLEME TESTİNİN RİSKİ VAR MIDIR?
Hasta gebelik muayenesi için ilk geldiğinde bir açlık şekeri, bakılır risk yoksa 24-28 haftada tarama testi önerilir. Riskli ise tarama daha önce yapılır. Kolunuzdan kan kalmak için bir kez plastik ile kaplı bir iğne batırılacak ve bu maksimum 2 saat boyunca orada kalacak yeni bir iğne girişi olmayacaktır. Tek riski bir iğne olmak kadardır. Verilen 50 ya da 75 gram şekerin bebeği zehirleyici bir etkisi yoktur. Yediğiniz çikolatalardaki şeker oranı bile test için verilenden daha fazladır. Bu nedenle hem kendinizi, hem de bebeğinizi riske atmamanız için hekimin öneririsine kulak verip şeker yükleme testini yaptırmanızda yarar vardır.
Tanı konulursa genellikle günlük 2000-2500 kcal diyet ile kan şekeri düzene girer. Girmezse insülin veya oral antidiyabetikler verilebilir. Bu hastalar doğum sonrasında tip 2 diyabet için yeniden değerlendirilmelidir.
Gestasyonel diyabet taramasının bilinen bir sağlık problemi yoktur. Dünyada WHO (DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ),ACOG (AMERİKAN JİNEKOLOJİ VE OBSTETRİK BİRLİĞİ), ADA (AMERİKAN DİABET BİRLİĞİ) gibi kurumlar bu taramayı önermektedir.