Sağlık alanındaki başarıları ve yenilikleriyle “Kentin Hastanesi” söyleminin hakkını fazlasıyla veren Akademi Hastanesi, koroner by-pass ameliyatında devrim niteliğinde bir çalışmaya imza attı.

Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çok önemli bir sağlık sorunu. Kanımızda bulunan yağların kalsiyum ile bir kompleks oluşturarak kan damarlarının iç yüzeyinde toplanmasıyla ortaya çıkan damar sertliği (ateroskleroz), koroner kalp hastalıklarının nedenleri arasında başı çekiyor. Yıllardır sunduğu kaliteli hizmetiyle ilk tercih edilen hastanelerden biri olan Akademi Hastanesinin bu alanda Kocaeli’nde ilk defa kullanılan Endoskopik By-Pass yöntemiyle koroner arter rahatsızlığı yaşayanlar artık daha rahat bir ameliyat süreci geçiriyor.

Akademi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Doktoru Doç. Dr. Ersan ÖZBUDAK, “Endoskopik By-Pass” hakkında bir makale aracılığıyla kapsamlı açıklamalarda bulundu.

İşte o makale…

KORONER BYPASS AMELİYATLARINDA ENDOSKOPİK DAMAR ÇIKARTILMASI

Bir düşünün koroner bypass ameliyatı oluyorsunuz ve bacağınızda sadece 2 cm’lik küçük bir kesi ile yaklaşık 60 cm’lik bir damar çıkartılıyor, enfeksiyon ve pek çok sıkıntı ortadan kalkıyor ve ayrıca bacağınızda yara izi yok denecek kadar az kalıyor… Ne dersiniz?  Hasta konforunu artırmak ve sağlığını en üst seviyeye taşımak için koroner bypass ameliyatlarında kullandığımız bacak damarlarını endoskopik (kamera eşliğinde) olarak çıkartıyoruz…

BÜYÜK KESİLER HASTADA STRES OLUŞTURUYOR

Kalbin kendi damarları olan, koroner arterlerden kaynaklı kalp krizlerini sıkça duymaktayız. İşte bu kalp krizleri sonrasında hastalığın adını koymak için anjiografi yapılmakta ve eğer damarlar uygunsa stent ya da balon yapılabilmektedir. Stentleme işlemi yapılamayacak olan uygun hastalarda ise açık kalp ameliyatları yani “koroner bypass ameliyatları” uygulanmaktadır. Malumunuz bu ameliyatlar büyük ameliyatlar, büyüklüğü kesilerinin büyük olmasından ötürü değil, hayati önem taşıyan bir organda yapıldığı için… Ama kesilerinin büyük olması da hastalarda stres oluşturmuyor değil hani… Evet, günümüzde, artan teknik ve tecrübe ile birlikte koroner bypass ameliyatlarında oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Ancak bu ameliyatlarda göğüs kemiğinin kesilmesi ve bacaktan alınan damarlar için yapılan geniş kesiler can sıkmaya devam ediyor. Hal böyle olunca, kalp ve damar cerrahları, göğüs kemiğini kesmeden ve daha küçük kesiler ile bu ameliyatları yapmaya başlamışlardır.

2 CM’LİK KESİ YETERLİ OLUYOR

Son yıllarda özellikle göğüs kemiği kesilmeden koltuk altından ya da kaburgalar arasından yapılan ameliyatlarda oldukça iyi sonuçlar alındı. Ancak biraz önce bahsettiğimiz gibi, koroner bypass ameliyatlarında sadece göğüs bölgesinde kesi yapılmamakta. Tıkalı kalp damarlarına bypass yapmak için bacaktan ya da koldan çıkarılan damar için yaklaşık 15 ile 60 cm açık kesi yapılabilmektedir. Özellikle bacaktaki toplardamarı çıkartmak için yapılan bu açık kesiler, başta ağrı olmak üzere yara akıntılarına ve enfeksiyonlara yol açabilir. Özellikle şeker hastalarında ve obes hastalarda nadirde olsa uzun süreli yara yeri problemleri gelişebilir. Yine bacakta ağrılarla beraber sinir arazına bağlı duyu kayıpları, yanma-batma, karıncalanma hissi olabilir.  Bu tatsız durumları yaşamamak adına son zamanlarda bacak damarlarının endoskopik yöntemlerle çıkarılmasına başlanmıştır. Bu yöntem için yaklaşık 2 cm’lik bir kesi yeterli olmakta ve cilt altında ilerleyen kamera yardımıyla damar ekranda görülerek çıkarılmaktadır. Bu yöntemle, ameliyat sonrası bacak ağrısı, kanama problemleri ve sinir harabiyetine bağlı şikâyetler neredeyse yok denecek kadar azdır. Ayrıca yara yeri enfeksiyonu oranı sıfıra yakındır ve bacakta büyük bir yara izi kalmaz.

İLK OLARAK AKADEMİ’DE UYGULANDI

Türkiye’de endoskopik safen ven çıkarılması uygulamaları sayılı merkezde yapılmakta olup, Kocaeli’de bu uygulama ilk olarak hastanemizde başlatılmıştır. Hasta konforunu artırmak ve sağlığını en üst düzeyde korumak amaçlı olan bu uygulamalar için teknik alt yapı ve tecrübe oldukça önemlidir. Bu yöntemlerde esas olan kozmetik nedenler değil hastaların daha az sağlık problemleri yaşamalarıdır.