Obezite nedir?
Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Akademi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Kırman’ın da özellikle dikkat çekilmesi gereken konuların başında tuttuğu obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının -18’i, kadınlarda ise %20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Günlük alınan enejinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.
Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir HASTALIK olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.
OBEZİTE NASIL ÖLÇÜLÜR ve SINIFLANDIRILIR
Basit olarak obezite BMI(Vücut kitle endeksi ) değeriyle ölçülebilir. BMI kilonun uzunlugun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan rakamsal bir sonuçtur ve obezite bu sonuca sınıflandırılır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş sınıflamaya göre;
- Kısaca yapılacak bir sınıflamayla
- 5 altında BMI Az kilolu
- 5 – 24.9 Normal Kilo
- 0 – 29.9 Fazla Kilo
- 0 – 39.9 Obez
- 5 ‘ın üzeri Morbid (ciddî) obez olarak belirlenmiştir.
BEN OBEZ MİYİM?
Boyu 170 cm kilosu 120 kg olan bir kişinin BMI değeri:1,7*1,7=2,89 120/2,89=41,5 olup morbid obezite hastasıdır ve mutlak tedavi gerektirir. Dünya sağlık örgü BMI değeri 30 ve üstü olan tüm kişileri obez kabul etmiştir.
NEDEN OBEZ OLURUZ?
Obezite hastalığı sık sık ve yüksek oranlarda kalorili beslenme düzeniyle yaşayan, fiziksel olarak etkinliğin ya da egzersiz yapmanın az olduğu kişilerde görülmektedir. Bunun dışında genetik olarak yatkın olma, hormonal bozukluklar, psikolojik sorunlar ve akabinde kullanılan antipsikotik ilaçlar da obeziteyi tetikleyen sebepler arasındadır.
Halk arasında, obezite hastalığının metabolizma hızının düşüklüğüyle ilişkili olduğu yönünde bir kanı olsa da, bu aslında nadir görülen bir sebeptir.
Yapılan çalışmalar şişmanlık oluşumunda kalıtım veya genetik faktörlerin% 25-40 oranında rol oynadığını göstermiştir. Şişman kişilerin çocuklarında şişman olmayanlara göre şişmanlık görülmesi 2-3 kat fazladır. Anne ve babanın her ikisinin şişman olması durumunda çocukların%80′ ninde erişkin yaşta şişmanlık gelişir.
OBEZİTE NE GİBİ SORUNLAR YARATIR?
İnsülin direnci – Hiperinsülinemi
Tip 2 Diabetes Mellitus
Hipertansiyon
Koroner arter hastalığı
Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi
Metabolik sendrom
Safra kesesi hastalıkları
Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri )
Osteoartrit
Felç
Uyku apnesi
Karaciğer yağlanması
Astım
Solunum zorluğu
Gebelik komplikasyonları
Menstruasyon düzensizlikleri
Aşırı kıllanma
Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nevroza (yemek yememe) veya Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama),
Binge eating (tıkınırcasına yeme), gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma)
Toplumsal uyumsuzluklar
Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları
Kas-iskelet sistemi problemleri
OBEZİTE TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK MIDIR?
Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezitenin etiyolojisinde pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip ve multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Aşağıdaki tedavi yöntemlerinin yalnızca birini seçmek yanlış bir seçenektir obezite tedavi secenekleri bir arada kullanıldığında başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Vücut ağırlığının 6 aylık dönemde azalması, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır.
Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler 5 grup altında toplanmaktadır. Bu yöntemler;
1.Tıbbi Beslenme (Diyet) Tedavisi:
. Obezitede beslenme tedavisi ile:
- Vücut ağırlığının, boya göre olması gereken (BKİ= 18.5 – 24.9 kg/m2) düzeye indirilmesi hedeflenmelidir. Tıbbi beslenme (diyet) tedavisinin bireye özgü olduğu unutulmamalıdır. Başlangıçta belirlenen hedefler, bireyin olması gereken ideal ağırlığı olabildiği gibi, ideal ağırlığının biraz üzerinde de olabilir.
- Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır. Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığını sürdürmesidir.
- Vücut ağırlığı boya göre olması gereken (BKİ= 18.5 – 24.9 kg/m2) düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı önlenmeli ve kaybedilen ağırlık korunmalıdır.
2.Egzersiz Tedavisi:
Egzersiz tedavisinin ağırlık kaybını sağlamadaki etkisi halen tartışmalı olsa da, fiziksel aktivitenin yağ dokusu ve karın bölgesindeki yağlanmayı azalttığı, diyet yapıldığında görülebilen kas kütle kayıplarını önlediği kesin olarak kabul edilmektedir. Egzersiz tedavisi ile, tıbbi beslenme tedavisini destekleyici nitelikte bireylerin ağırlık kazanımları engellenebilmekte, zayıflama ve tekrar ağırlık kazanmanın önlenmesi sağlanmaktadır.
Yetişkinlerin her gün ortalama 30 dakika orta şiddette egzersiz yapması önerilmektedir. Bu düzey bir aktivite günlük 840kj (200kkal) enerji tüketimini sağlar. Obez kişilerde her gün fiziksel olarak aktif olmak amaçlanmaktadır. Enerji harcaması kişinin vücut ağırlığı ve aktivite şiddetine göre değişir.
Egzersiz tedavisinin temel ilkeleri aşağıda belirtilmiştir :
- Egzersizin Türü ; Yürüyüş, Günlük Yaşam Aktivitelerinde Artış, Direnç Egzersizleri
- Egzersizin Sıklığı; Her gün veya en az 5 gün/hafta
- Egzersizin Süresi; 40-60 dk/günde 1 kez, 20-30 dk/günde 2 kez
- Egzersizin Şiddeti; Maksimal Oksijen Tüketiminin % 50-70’i
Obez bireyde, egzersiz programının uygulanmasında dikkat edilmesi gereken en önemli konular, enerji harcamasını artırırken yaralanma riskinin en düşük düzeyde tutulmasıdır. Önerilen egzersiz programı, bireye özgü olmalı, eğlenceli, uygulanabilir ve bireyin günlük yaşam alışkanlıkları ile uyumlu olmalıdır.
3.Davranış Değişikliği Tedavisi:
Vücut ağırlığının denetiminde davranış değişikliği tedavisi, fazla ağırlık kazanımına neden olan yemek yeme ve fiziksel aktivite ile ilgili olumsuz davranışları olumlu yönde değiştirmeyi veya azaltmayı, olumlu davranışları ise pekiştirerek yaşam biçimi haline gelmesini amaçlayan bir tedavi şeklidir. Davranış değişikliği tedavisinin basamakları:
- Kendi kendini gözlemleme
- Uyaran kontrolü
- Alternatif davranış geliştirme
- Pekiştirme, kendi kendini ödüllendirme
- Bilişsel yeniden yapılandırma
- Sosyal destek
4.Farmakolojik Tedavi:
Obezite tedavisinde kullanılacak ilaçlar hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun değildir. Kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenirliliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması ve bu tür ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır.
Obezite tedavisinin başarılı olması için hastanın ilaç tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz tedavisini sürdürmeyi kabul etmesi ve düzenli olarak kontrollere gelmesi gerekmektedir.
5.Cerrahi Tedavi:
Obezitede cerrahi yaklaşım temelde iki aşamalıdır
- aşama bariyatrik cerrahi;
Bariyatrik cerrahide amaç vucuda alınan enerjinin azaltılmasına yöneliktir. Bu amaçla gastrik bypass ameliyatları(hem emilim bozan hem de mide hacim küçültücü) , mide hacim kücültücü ameliyatlar yapılmaktadır verilen fazla kiloların ardından .
- aşama Rekonstrüktif cerrahi:
Vücudun çeşitli bölgelerinde lokalize olmuş mevcut yağ dokularının uzaklaştırılmasıdır. Bu tedavi estetik ağırlıklıdır .
OBEZİTE CERRAHİSİ NEDİR?
Obezite cerrahisi şu anda tüm dünyada en etkili en başarılı en hızlı ve kalıcı kilo vermeyi sağlayan tedavi yöntemidir. Şu unutulmamalıdır ki obezite multidsipliner yaklaşım gerektiren bir hastalıktır. Bu tedavideki en büyük etken hastadır kalıcı bir tedavi için mutlaka hasta uyumu gereklidir.
OBEZİTE CERRAHİSİ HANGİ HASTALARA YAPILIR
BMI endeksi 40 ve üzeri olan diğer tedavi yöntemleriyle başarı sağlanamamış olan hastalara önerilmektedir. Bununla birlikte BMI indeksi 35 olup ek hastalığı olan kişilerde de önerilmektedir.
Operasyon sonrası ilk 24 ay gebe kalınması önerilmediğinden kısa vadede gebelik planlayan hastalara önerilmemektedir.
OBEZİTE CERRAHİSİ TEKNİKLERİ NELERDİR
Öncelikle obezite cerrahi tekniklerinin tamamı laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan operasyonlardır. Bazı durumlarda açık cerrahiye geçilmektedir.
Obezite cerrahisi 2 kısma ayrılabilir.
1- Hacim küçültücü ameliyatlar
2- Emilim bozucu ameliyatlar